BİR SEVEN VAR


?ui=2&view=att&th=124c3b2e7f860d1d&attid=0.1&disp=attd&realattid=ii_124c3b2e7f860d1d&zw
   Ebû Hüreyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
  - “Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.”
  Buhârî’nin bir başka rivayetinde “Allah ondan memnun oldu ve onu bağışlayıp cennetine koydu” beyânı yer almaktadır.
 Sahâbîler:
  - Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da seven var mı? dediler. Resûl-i Ekrem:
  – “Her canlı sebebiyle seven vardır” buyurdu. [1]
  Buhârî ve Müslim’in diğer bir rivâyetlerinde de şöyle denilmektedir:
  “Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından günahkâr bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.” [2]
 Bu hadisi Şerif ve benzeri geçmiş topluluklara ait kıssalar vasıtayıla Rasulullah(s.a.s) ümmetine ders vermek istemiştir. Bu olayı anlattığında bazı sahabilerin tuhafına gitmiş olmalı ki“Hayvanlardan dolayı da seven kazanabilir miyiz?” diye sormuşlardır. İnsanın bile hakkıyla değerini bulamadığı Cahiliyye toplumunda, hayvanlar canlı bir varlık olarak hiçbir değer taşımıyordu. Hayvanlar ancak ihtiyaçlar için kullanılan bir araçtı. İşte bu toplum kültürü içinde yaşamış ashabında böyle bir anlayışı olmuştur.
 Sevgili Peygamberimiz, “Her canlı sebebiyle seven vardır” buyurarak bu soruyu soran sahabiler ve onlar gibi düşünebilecek bütün insanlara doğruyu göstermiştir. Hayır ve iyilik sadece insanlara yapılan davranışlar değildir. Allah Teala’nın yarattığı bütün canlılara yapılacak iyiliklerden dolayı Yüce Rabbimiz razı olacaktır. Belki de yapmış olduğumuz bu iyilik bizlerin kurtuluşuna vesile olacaktır.
 İkinci rivayette anlatılan olay daha da ilginçtir. Günahkâr(fahişe) kadın  yapmış olduğu küçük bir iyilik sebebiyle cennete konulmuş ve Allah’ın affını kazanmıştır. Hadis-i Şeriften yapılan kötü davranışların onaylandığı anlaşılmamalıdır. Ancak en darda olunan bir durumda samimiyetle yapılan iyi davranışların ne kadar büyük günahımız olursa olsun onlara kefâret olduğu anlaşılmaktadır.Nitekim Allah Teala Nisa Sûresi 48. Ayetinde şöyle buyurmaktadır:
“Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah'a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur..”
  İslâm’da hayır yolları gerçekten pek  çeşitlidir. Allah’ın yaratıklarına yapılacak iyilikler dünya ve ahiret  saadetimizi sağlayacak en önemli işlerdir.  İyiliği kim yaparsa yapsın, niyeti iyilik yapmak olduktan sonra mutlaka onun faydasını görür.  Çünkü Yüce Rabbimiz iyilik yapanları sever.
--------------------------------------------------------------------------------
1]- Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8
 [2]- Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155
 [3]-Âl-i İmran Sûresi 148Ayet

Hiç yorum yok: