HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR

?ui=2&view=att&th=124e7caae983c71a&attid=0.1&disp=attd&realattid=ii_124e7caae983c71a&zw
 
"Her canlı ölümü tadacaktır. " (Âl-i İmrân, 185);
Her nefis canlı ölümü tadacaktır. Yani herkes ölecektir.  Bundan bazı kimseler ruhun ebedî olduğu mânâsını anlamışlardır. Çünkü tatmak, bir hayat eseridir. Ve zevk anında tadıcının ebedî olduğunu anlatır, yoksa zevk tasavvur olunamaz.
O halde mânâ: "Her nefis bedeninin ölümünü tadacaktır" demek olur. Bu da nefsin, bedenden başka olduğunu ve bedenin ölümüyle onun ölmeyeceğini anlatır. Evet her nefis ölümü tadacak; dünyanın ne üzüntüsü, ne sevinci hiç biri kalmayacaktır.
"Onlar için bir ecel tayin ettik ki onda hiç şüphe yoktur" (İsrâ, 99);
"Biz senden önce de hiçbir beşere dünyada ebedîlik vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar baki mi kalacaklardır?" (Enbiyâ, 34);
"Yer yüzünde bulunan her canlı fanidir" ..
Cenab-ı Hak gerçekte insan varlığına sonsuza kadar uzanan bir ömür takdir etmiştir. Ruhları dünya  hayatından belirsiz bir süre önce topluca yaratmış ve onlara "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sorusunu    yöneltmiştir.
Kur'an'da ruhun başlangıcı ile ilgili olan bu olay şöyle belirlenir:
"Hani Rabbin Âdem oğullarından onların sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp kendilerini nefislerine şahit tutmuş;
Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" demişti.
Onlar da; Evet, (Rabbimizsin), şahit olduk" demişlerdi.
İşte bu  şahitlendirme, kıyamet günü; Bizim bundan haberimiz yoktu" dememeniz içindir" (A'raf 172).
Ruh, dünya hayatına bir imtihan devresi geçirmek üzere doğum yoluyla gelen insan oğluna anne karnın da  dört aylık cenin döneminden sonra üflenir ve böylece dünya hayatı başlamış olur. Ruhun bedenden ayrılması ile de kabir hayatı başlar.  Kıyamet koptuktan sonra da ahiret hayatına yeni bir yaşam için geçecek olan insan oğlu dünyadaki inanç ve amel durumuna göre Cennet veya Cehennemdeki ebedî hayatta yerini alacaktır. İnanç sahibi olup da amel eksikliği bulunanlar ise Cenab-ı Hakk'ın bileceği sürelerde cezalarını çektikten sonra Cennet tarafına geçebileceklerdir.
Hayatın bu gerçeği karşısında ölüme hazırlıklı olmak her insanın şiarı olmalıdır. Ölümü anmak ve hazırlıklı  bulunmak her mümin için müstehap sayılmıştır.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Lezzetleri yok eden  ölümü çok anın"
"Eğer dünyada ölümü çok anarsanız, onu önemsemezsiniz; az anan ise onu çok önemser"
"Ölümü ve öldükten sonra  kemiklerin ve cesedin çürümesini hatırlayın. Ahiret hayatını isteyen dünya hayatının süsünü terk eder"

Hiç yorum yok: