İbrâhîm Edhem hazretlerine, falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibâdet ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor, pek çok haller görülüyor dediler. Gencin yanına gidip, üç gün misafir kaldı. Dikkat etti, söylediklerinden daha çok acayip şeyler gördü. Kendinin soğuk, hâlsiz, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli hâline şaşıp kaldı. Genci, şeytan aldatmış mıdır, yoksa hâlis ve doğru mudur anlamak istiyordu.
Yediğine dikkat etti. Lokması helâlden değildi. “Allahü Ekber, bu hâlleri hep şeytandandır” deyip, genci evine dâvet etti. Kendi lokmalarından bir lokma yedirince, gencin hâli değişip, o aşkı, o arzusu, o gayreti kalmadı. Genç, İbrâhîm Etheme sorup, “Bana ne yaptın?” deyince, buyurdu ki: “Lokmaların helâlden değildi. Yemek yerken, şeytan da mi’dene giriyordu. O hâller, şeytandan oluyordu. Helâl yiyince şeytan giremedi. Asıl, doğru hâlin meydana çıktı”.
Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder.
Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder.
Zünnûn-i Mısrî buyuruyor ki: Kalbin kararmasının dört alâmeti vardır:
1- İbâdetin tadını duymaz.
2- Allah korkusu, hâtırına gelmez.
3- Gördüklerinden ibret almaz.
4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlamaz, kavrayamaz.
2- Allah korkusu, hâtırına gelmez.
3- Gördüklerinden ibret almaz.
4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlamaz, kavrayamaz.
Ebû Süleymân-ı Dârânî buyurdu ki, helâlden bir lokma az yemeği, akşamdan sabaha kadar namaz kılmaktan daha çok severim. Çünkü, mide dolu olunca, kalbe gaflet basar. İnsan Rabbini unutur. Helâlin fazlası böyle yaparsa, mideyi haram ile dolduranların hâli acaba nasıl olur?
Sehl bin Abdüllah-i Tüsterî buyuruyor ki, yolumuzun esası üç şeydir: Helâl yemek, ahlâk ve amelde Resûl aleyhisselâma tâbi olmak ve (ihlâs) yâni her işi, yalnız Allah rızası için yapmaktır.
İbrâhîm Edhem buyurdu ki: Temiz ve helâl ye de, ister sabaha kadar ibâdet et, ister uyu ve ister, her gün oruç tut, ister tutma!
Abdüllah bin Mes’ûd buyuruyor ki, alış veriş, yâni ticâret ilmini bilmeyen fâiz yer. Rasûlullah Efendimiz buyurdu ki:
“Bile bile bir dirhem gümüş değerinde fâiz yemek, otuz zinâdan daha çok günahtır”. (Taberani)
“Bile bile bir dirhem gümüş değerinde fâiz yemek, otuz zinâdan daha çok günahtır”. (Taberani)
Her ne kılmışsa adalettir Cenab-ı Kibriya her kazaya her beleya kıl rıza
Allah kerim. (Pir-i Galibi Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu)
Allah kerim. (Pir-i Galibi Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder