CAN BARDAKTAN ÇAYIM VAR İÇERMİSİN?

“Can bardaktan çayım var içer misin Dost?”

İçmez misin,içinde hasret var bir tutam biraz da acı..

Hani kahve olsa derim ki “Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı vardır..” Çay bu dostum, çay.. Hem de
can bardaktan..

Üşümesin diye ellerimiz, sımsıcak çayımız.. Biraz da sevgi ekledim ki üşümesin gönüllerimiz..

Sıcak çay olmasa da, sıcak insanlar olsa ne dersin Dost?

Tebessüm eden çocuklar, çay isteyen çocuklar..

“Suss, çocuklar çay içmez”.. Açık renkli çaylar sana ve bana..

Neden diye sorma dost, biz daha büyümedik..

Ama olmaaaazz, çaysız olur mu?

Sıcak canlar olsun, aşka mütemayil, can bardaktan sıcak çay da..

Yanında bir tutam dert, hani yıldızlara baka, baka..

“Can bardaktan çayım var içer misin Dost?”

Dost’a..

Vakti vardır…
Ve can çeker.
Ama berrak ve demli bir çaydan daha iyi olan şey, o çaya sohbet katan,
lezzet katan dostlardır.
Çay da, dost da, teselli makamında bir talihtir.
Sohbete …
Muhabbet taşır, hüzün taşır …

Hayatın neresinde, ne şekil ve görüntüde olursak olalım; mesele şudur:
Bir bardak demli çayın yanında ne kıymetimiz var?
Hangi dostun bir bardak demli çayı için “hasretin adı” ve “katma değer”iyiz?

Vakti vardır..
Ve can çeker.
Can, çayı bahane edip muhabbet ister.
Profesör istemez, genel müdür hiç istemez…
Makam ve mevki…
Ve dahi şan ve şöhret…
Ve dahi mal ve mülk sahibi istemez.
Aradığı insandır.
İnsan” sıfatının yanında, som altına şekil katmak için sokuşturulmuş bakır kadar ehemmiyeti olmayan unvanları hesaba katmaz…
Bir bardak demli çayın her yudumunu, ab-ı hayata dönüştüren insan!

Hayattan aldığımız ve hayata kattığımız can sıkıntılarının çoğunun sebebi, maalesef değersiz şeylerden ibarettir.
Ne bu dünyadan çekip giderken bizimle birlikte gelirler.
Ne sonrası için işe yararlar.
Üstelik, bir bardak demli çayın yanında bile, sahibini “beş kuruş” sahiplenmezler…

Su kaynar…
Aşk ateşinde…
Bir tutam çay yaprağıyla karışmak, vuslattır.
Bu sıcaklığa…
Bu buhara ram olur ve yayılır duygular.
Sonra aşkın rengidir ve demidir görünen.
Ve aşkın rayihası.

Söyleyin şimdi:
Bu şiire kim bir mısra katar gönlünden?
Sohbeti kim demler?

Ya Basir

Can’sın ilaçsın sinelerimize. Bizleri senden uzak etme. Sensizlik karanlığına terk etme, sımsıkı tut ellerimizi. Bırakırsan ölürüz, ölürsek seni göremeyiz. Seni görememezliğe terketme bizleri.

Hiç yorum yok: