Bu evrende her sey, ama her sey sevgi düsünür, sevgi konusur



Çevremize baktigimiz zaman, her seyin sevgi üzerine yaratildigim, sevgi düsünüp sevgi konustugunu görürüz. Sevgi, varolusun sebebidir. Hersey sevgiden dogmus, sevgiyle varolmus, sevgiyle varligini sürdürmektedir.
Sevgi, sevenle sevilen arasinda meydana getirilen bir ittifaktir.
Sevgi, kalpte bulunan, sevgilinin arzu ve isteklerinin disinda kalan her seyi yakan bir atestir.
Sevgi, bütün benliginle sevilene yönelme olayidir.
Sevgi, kökü son derece saglam, dallari göklere yükselmis, meyveleri gönülde, dilde ve uzuvlarda görülen hos bir agaçtir. Disa akseden bu belirtiler, dumanin atese, meyvenin agaca isareti gibi kalp ve uzuvlarda etkisini göstererek sevgiye isaret eder.
Yüce Rabbimiz Bakara Suresinin 208. ayet-i kerimesinde, “Ey iman edenler! Hepiniz birden barisa girin. Seytanin adimlarini takip etmeyin, çünkü o, sizin için apaçik bir düsmandir.” buyurmaktadir.
Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vessellem.) ise; “Iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmis olamazsiniz.” “Sizden biriniz kendisi için sevip istedigini, kardesi için de sevip istemedikçe gerçek mü'min sayilmaz.” buyurarak, sevgi ve kardesligi ögütlemektedir.
Yunusumuz; “Gelin tanis olalim, sevelim sevilelim.” diyor, insanlik bu bilince eristigi gün; geceleri gündüzleri kadar aydinlik, gündüzleri de cennet bahçeleri kadar huzurlu olacaktir. Fizik aleminde yerçekimi kanunu ne ise, insanlik aleminde sevgi de öyledir. Sevgi birlestirir, kin ayirir. Fazilet bahçesinde, insani degerlerle olgunlasan sevgi güllerini, özenle toplayip, susamis gönüllere dostluk pinarlarindan kana kana sundugumuz gün, topyekün insanlarin bayrami olacaktir. Ahlak duygusunun çiçekler gibi açtigi, hosgörünün bayraklastigi, adaletin tug'lastigi ve yediden yetmise bütün insanlarin dostluk içerisinde kucaklastigi ortami hazirladigimiz gün, hepimizin bayrami olacaktir. Böylece hem özledigimiz sevgi dünyasi kurulacak, hem de bütün insanlik huzur bulacaktir.
Mevlana'nin ifade ettigi gibi sevgi; aciyi tatliya, topragi altina, hastaligi sifaya, zindani saraya, belayi nimete ve kahri rahmete dönüstürür. Demiri yumusatan, tasi eriten, ölüyü dirilten sevgidir.
Bu evrende her sey, ama her sey sevgi düsünür, sevgi konusur, sevgi va'deder. Bu itibarla, kainata bir sevgi yumagi gözüyle bakilabilir. Ayri ayri ses ve soluklar, tek ve çift bütün nagmeler öyle bir ritim içinde akip gider ki, bunu görmemek ve anlamamak mümkün degildir. Bütün bunlar gösteriyor ki kainatta hersey sevmek içindir ve hayat sevgiden ibarettir.
Kur'an'in tarif ettigi Müslüman, ask ve sevgi insanidir. Maide Suresinin 54. ayetinde “Allah onlari, onlar da Allah'i sever.” buyurulmakla, sevginin ve askin Müslümanda bulunmasi gerektigi, bunlar Müslümanda bulundugu takdirde Yüce Allah'in mutlaka karsilik verecegi belirtilmektedir. Biz bu özelligi tasiyan insana “mü'min-i kamil” diyoruz. Mü'min-i kamil, bir merhamet, sefkat ve sevgi sembolüdür. Kur'an-i Kerim mü'min-i kamili; “Iman edip salih ameller isleyenlere gelince; halkin en hayirlisi da onlardir. Onlarin Rableri katindaki mükafatlari, zemininden irmaklar akan, içinde devamli olarak kalacaklari Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hosnut olmus, onlar da Allah'tan hosnut olmuslardir...” diye tarif etmektedir.
Kisaca özetlemek gerekirse, insanin kendini bilmesi, kendi benligine kavusmasi, aslî benligi olan Rabbine ulasabilmesi için tek çikar yol vardir, o da sevmek ve sevilmekten geçmektedir. Insan, sevgiyle gerçek aska ve nihaî gaye olan Rabbine ulasir.
Sevmek vazife, sevilmek imtiyazdir.
sevgimle kalın

Hiç yorum yok: