Telefon Kulübesi





Pazar gecesi tuhaf bir yarışma izledim televizyon kanallarından birinde..

Telefon Kulübesi yarışmanın adı, belki seyredenleriniz olmuştur..

Başını izleyemedim, açtığımda başlamıştı ama sonrasını hayret ve esefle aşama aşama seyrettim o kızcağızın ne hallere girdiğini..Aklımdaysa bambaşka düşünceler, çağrışımlar, aşamalar baktım, baktım..

Telefon kulübesinde, ekranda yüzü görünmeyen birisinin komutlarıyla yarışmacı kız en yapılmayacak herşeyi "kendisine vaadedilen miktarlar" karşılığında yaptı ve sonunda 25 milyar kazandı..

Çöpün içine girmekten tutun, yerlerde sürünmek, yükseklik korkusuna rağmen Dikilitaş boyunca ip merdivenden tırmanmak, yüzünü, bir hafta tenden çıkmayacak kırmızı bir boyayla boyayıp baskı yapmak, tanımadığı insanlarla kucaklaşmak vs. vs.

Bir sürü hiçkimseye zerre kadar faydası olmayacak saçma sapan görevlendirmeleri kızcağız hevesle yaptı..Telefondaki gizemli(!) şahsın ara ara azarlamalarına rağmen verilen emirleri şaşmadan yerine getirdi!

Yarışma bittiğinde kız, hem bedenen hem de ruhen perişan durumdaydı.

Para için sevinçliydi ama helak olmuştu..

Düşündüm de, birisine; "belli miktar para karşılığında" herşeyi yaptırabiliyorsunuz!

Kişi "komik olurum”, “rezil olurum”, “düşerim canım yanar sakat kalırım”, “utanılacak duruma düşerim” “korkarım”, “iğrenirim”vs vs. diye kesinlikle düşünmüyor..

Herşey vız geliyor, yeter ki para olsun!

Yine başka bir programın reklamında da buna benzer iğrenç bir şey görmüştüm, kadın siyah beyaz fareleri eliyle tutup ayırıyordu!! Buna benzer daha neler..Hem dünyada hem de bizde, hergün ekranlarda artık..

Ne acı..

Para nedir ki halbuki? Hani diyoruz ya "malına güvenme bir kıvılcım yeter", “el kiri” “yüreğinde değil cebinde olsun” Öyle değil ama şimdi..

Akıllar, yürekler ve gözler para para diye bakıyor..

“Para” diye millet, en yakınlarını göz kırpmadan doğruyor!

Kapitalizm böyle İÇe ulaştı mı, akıl ve yürekleri teslim aldı mı korkacaksın işte!

Alarm zilleri çalıyor nicedir!

Duyuyor muyuz?

Yarışma sırasında hep dedim: Birisine her sabah ya da her geceyarısı kalk 2 rekat namaz kıl desen, zor gelir üşenir..Ya da Kur'an öğren, ya da tesettüre gir vb.

Halbuki bedenin ve ruhun rahatı beş vakit namazda ve Rabbin emirlerine itaattadır..Ötede ise karşılığı tartışılmaz..

İlk başta tabii Rabbe itaat ve bu boyun eğişin o muhteşem lezzeti ve hem dünyada hem de ahiretteki sevabı.."Kulluğum sultanlığımdır" işte bunun için denmiş..Kul ol ki sultan olasın..

Neden peki Rabbin emirleri karşısında bu tembellik?

Karşılığı anında verilmediği için mi?

Bak telefondaki adam, kızı köle gibi emrinde çalıştırdı en rezil, en kabul edilmeyecek şeyleri yaptırdı ve sonunda parasını verdi..Yani mükafaat hemen anlık..

Yani birisine desek ki yarın sabah namazında camiye ilk gelen kişiye 1 milyar vereceğiz!

Bir hafta devam ederseniz 7 milyarınız olacak!

Dolar mı her sabah boş camiler?

Koşar mı insanlar 1 milyar için?

Peki ya Allah'ın emri?

Yerlerin ve göklerin Sahibi emrediyor!

Nerdesiniz ey insanlar?

Yerlerin ve göklerin Sahibi vaadediyor!

Nerdesiniz ey insanlar?

Ey nefsim ve ey "Kendisine vaadedilen miktarlar"karşılığında kılıktan kılığa giren, en rezil görevleri gülerek yapan, gık demeyenler!

Nefsime ve sizlere tüm dünyanın güzellikleri toplansa, bir karışına dahi denk gelmeyecek "Vaadedilen Cenneti" hatırlatıyorum..Ruh ve bedendeki o muhteşem lezzet de yanında hediye!

Bazen düşünmüyorum değil, keşke kan şekerini ya da kan basıncını ölçen aletler gibi cihazlar olsa, bir namaz kıldın hoop bak hemen ne kadar sevap aldın, ya da bir iyilik yaptın ne kadar? Bir kötülükten vazgeçtin ne kadar?..

Anlık olsa sevap ve günah göstergeleri de.. Acaba o zaman daha mı başka olurdu halimiz? Hani anlık mükafaatlara meftun ya insanoğlu..

Yoksa imtihan sırrı, kömürle elmasın ayırt edilmesi için böylesi mi gerekli?

Düşünüyoruz..

Başta ey nefsim ve sen okuyucu! Düşün ve hesaba çek nefsini!..

Nasıl yapıyorsun ödevlerini? Güle oynaya mı, surat asarak mı?

Bıkıyor musun, severek mi? Ücretini hemen mi istiyorsun?

Yoksa ücretlerinin peşinen ödendiğinin ve ötede de sana verileceklerin yalnızca O’nun rahmetinden olduğunun farkında mısın?

Telefon kulübesindeki yarışma gibi işte sen de dünya kulübesindesin..

Aynen o kız gibi sınavdasın. Günlerin sayılı..

Aman dikkat et, itaatte kusur etme, ömür sermayesini iyi kullan!

Geçersen, ötesi ebedi saadet..

Muhabbetle efendim..

Ayşe Reşad


Hiç yorum yok: