Teslimiyet


?ui=2&view=att&th=12559358d6efc507&attid=0.1&disp=attd&realattid=ii_12559358d6efc507&zw
 
 
 
Red Mantığı (Bakara/256; Nisa/60)
İnsan, Allah’ın kuludur: O’ndan gelen emirleri tartışmayacak, itiraz etmeyecek, mutlak doğru olarak kabul edip uygulayacaktır; halifesidir: O’nun adına yeryüzünde hüküm sürecek, O’nun kurallarının yeryüzündeki temsilcisi olacak; O’na ait bazı yetkileri kullanacaktır
1.

İslam, insanı, hem birey olarak hem de toplum olarak baştanbaşa ören bir bütün olarak algılandığında kendi değerini/gücünü gösterir.
Bu bütünlüğün bir şekilde bozulması; araya farklı kaynaklardan neşet eden unsurların karışması; İslam’ın kendi fonksiyonunu icra edememesi ve kendinden beklenen dünyevi (dolayısıyla uhrevi) neticeleri verememesi sonucunu doğurur. Bu nedenle İslam’ın Sahibi, İslam’a yabancı unsurların karışması hususunda çok hassas ölçütler koymuştur:
İman ilkeleri ve ibadetler konusunda hiçbir yabancı unsur katılamaz. Katılması, şirk olarak değerlendirilir ve red edilir.
Kültür öğeleri, ancak “yapılabilir” olarak katılır. Ancak bu katılımda İslam’ın değerlerine uygun olma şartı aranır.
2.

Allah (cc) ile insanın birbirine karşı konumları Yaratıcı tarafından belirlenmiştir ve bu konumun bir şekilde bozulması red edilmiştir:
Allah, tek olarak ve eşi, ortağı, benzeri olmaksızın mutlak yaratıcıdır, kâinatta câri kanun ve düzenleri koyandır ve insan için seçip istediği kural ve kanunları koyma hakkı da O’nundur.
İnsan, yeryüzünde Allah (cc) nün kulu ve halifesi olarak bulunmaktadır. Kuludur: O’ndan gelen emirleri tartışmayacak, itiraz etmeyecek, mutlak doğru olarak kabul edip uygulayacaktır; halifesidir: O’nun adına yeryüzünde hüküm sürecek, O’nun kurallarının yeryüzündeki temsilcisi olacak; O’na ait bazı yetkileri kullanacaktır.
Bu konumlandırma, elest bezminde, “ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna topyekün “evet, sen bizim Rabbimizsin” denilerek gerçekleşen ahd ü misak ile karşılıklı olarak teyid edilmiştir.
3.
Hz. Âdem as’ın cennetten kovularak dünyaya indirilmesi ile başlayan “dünyadaki hayat” sürecinde insan, yukarıda bahsi geçen konumlandırmayı sürekli unutmuş, kendini yeryüzünde mutlak özgür ve hâkim addederek farklı yollara sapmıştır.
Bu sapmaların belli noktalarında Allah (cc), elçilerini ve kitaplarını göndererek hatırlatmalarda bulunmuştur. Bu hatırlatmaların hepsinin ortak noktası: “sizin Allah (cc) ile bir anlaşmanız var, haddinizi bilin ve aşmayın.” olmuştur.
Daha geniş bir ifadeyle Allah (cc), kullarının, kendisi dışındaki bir takım odakların insana ve hayata dair kurallar koymasını kabul etmelerini red ettiğini, böyle yapanları çok ciddi bir azabın beklediğini mükerreren haber vermiştir.
Her bir Peygamber’in gelişiyle kendini bir parça düzelten –ya da düzelmeyi red ettiği için helak edilen- insan, zaman içerisinde yine kendini dünyanın efendisi kabul ve ilan etmiş; gücü elinde bulunduranlar efendi olurken, diğer insanlar da bu efendinin kulu olmayı kabullenmişlerdir.
Bu efendiler arasında krallar, imparatorlar, derebeyler gibi siyasi kimlikli olanlar, beyler, ağalar gibi ticari kimlikli olanlar, papazlar, rahipler, şamanlar gibi din adamı kimlikli olanlar, komutan, şövalye gibi askeri kimlikli olanlar, mimar, heykeltıraş, ressam gibi sanatçı kimlikli olanlar, fizik, kimya, astronomi bilgini gibi ilmiye kimlikli olanlar sayılabilir.[1]
4
İslam, mukaddes kitabı Kur’an’ın muhtevası ve kutlu önderi Hz. Muhammed as’ın uygulamaları ile geldiğinde, önceki gelişlerinde olduğu gibi, işe insan bireyini yeniden inşa etmekle başlamış ve insana konumunu hatırlatmıştır:
 “Sen bir kulsun ve senin efendin, senin gibi bir kul değil, seni bir kan pıhtısından yaratandır. Şu halde sen O’nun adıyla yeniden başla!”[2]
Bu konum hatırlatma, İslam dininin kelime-i tevhid eksenli bütünlüğünde de kendini göstermiştir: “bu dine girmek istiyorsanız, önceniz ne olursa olsun, siyasi, iktisadi, dini, askeri... Konumunuz ne olursa olsun; öncelikle Allah (cc) ile aranızdaki konum belirleme hatanızdan döneceksiniz. O’nu, tek ve mutlak tek olarak Efendiniz kabul edeceksiniz. Bu kabul belki eksik kalabilir; onun için O’nun dışındaki bütün efendileri de red edeceksiniz..”
 
 
 
 
 


Hiç yorum yok: