Okumak, Anlamak, Yaşamak Gerek






Kur’an-ı Kerimi okumak, Kur’an- ı Kerim’in mesajını dinlemek, boğulma tehlikesini yaşayan tüm insanlar için temiz, tertemiz nefes almak gibidir. Okumak, rastgele veya bilinçsizce bir okuma değil, okuduğunu anlama, anladığını yaşama şuuruyla okumadır.
Âlemlerin Rabbi olan Allah a hamd olsun. İyiliklerin, güzelliklerin, adaletin, insanlığın yolunu gösterene Rabbimize hamd olsun. Salât ve selam rehberimiz önderimiz Hz Muhammed’e ailesine ashabına ve Kur’an- ı kerimi hayatlarında, yaşantılarında rehber edinenlerin üzerine olsun.
Alemlerin Rabbi olan Allah’u Teala’nın rızasına erişmek dünya ve ahirette mutlu olabilmek için elimizde hak ve tek olan rehber ve kılavuz Kur’an- ı Kerimdir. Bütün bir insanlığı yanlışlardan doğruya, kötülüklerden iyiliğe, zülüm den adalete batıldan hakka davet eden ilahi mesaj… Şanı yüce Rabbimiz bizleri mübarek Ramazan ayına eriştirerek Kur’an-ı Kerimin anlam ve önemine bir kez daha vurgu yapıyor. Aceleci ve unutkan olarak yaratılmış biz kullarına, Kur’an-ı Kerimin indiriliş nedenini, gayesini bir kez daha hatırlatıyor. Bu hatırlatmaya “İkra (oku)” diyerek başlıyor.
Kur’an-ı Kerimi okumak, Kur’an- ı Kerim’in mesajını dinlemek, boğulma tehlikesini yaşayan tüm insanlar için temiz, tertemiz nefes almak gibidir. Okumak, rastgele veya bilinçsizce bir okuma değil, okuduğunu anlama, anladığını yaşama şuuruyla okumadır. Kur’an-ı Kerimi okuyan herkesin “Kur’an nedir? Niçin indirilmiştir?”sorusunu kendi kendine sorması gerekir. Bu soruların en doğru cevabını bizlere Kur’an-ı Kerim vermektedir. Kur’an-ı Kerim’in ne olduğunu yeterince bilmeyen bir kimsenin, bu yüce kitaptan faydalanabilmesi mümkün değildir.
Öncelikle bu yüce kitap, hataya ve yanlışa düşebilecek herhangi bir beşerin sözü değildir. “Batıl ona önünden de ardından da gelmez.(Çünkü Kuran ), Hüküm ve hikmet sahibi çok övülen Allah’tan indirilmedir” Fussilet- 42. Bütün bir insanlık için hidayet rehberi olan Kur’an-ı kerim, hiç şüphesiz ki bütün bir insanlığın öğüt alıp faydalanabileceği yüce bir kitap tır. “Gerçek şu ki, o (Kur’an )elbette bir öğüttür. Artık kim dilerse, öğüt alıp düşünür.” Müddessir- 54. Kur’an-ı Kerim bir zikir bir Nur’dur. Karanlıklardan aydınlığa çıkaran… Zulmün, şirkin, küfrün karanlığından… Hidayet ve rahmettir, kendisine inananları ve kendisine uyanları doğru yola ileten bir hidayet bir rahmettir. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıran bir Furkandır. Allah’ın ilkelerinin, kanunlarının, hükümlerinin ciddiye alınması gereken bir kitaptır. “O (Kur’an, bir şaka değildir!”Tarık- 14.

Kur’an, anlaşılması yaşanılması ve tebliğ edilmesi gereken bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim, ferdi ve toplumsal bütün dertlere derman, bütün nefsi hastalıklara bir şifadır. “Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indirmekteyiz. Oysa o zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz!” İsra- 17.
Bugün toplumumuz tarafından çok okunmasına rağmen Kur’an-ı Kerim’e bir bütün olarak yaklaşılmamaktadır. Oysaki yüce Rabbimiz bizleri yüce kitabında uyarıyor. “Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da, bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık içinizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaktır!” Bakara- 85. Kur’an bir hidayettir, arayış içerisinde olan, kişisel tercihleriyle gerçekleşen kendi eylem ve yönelişleridir. İnkârda, günahta, ısrarlı ve kararlı olanlar için Kur’an bir hidayet olabilir mi?
Bu Kitap, Allah’tan bizlere bir hitaptır. Allah’u Teala, bizlere bu kitapla hitap ediyor! Bu hitaba karşı yaklaşımımız uzaklardan gelen bir hitap gibi değil, aksine bizleri yaratan, yaşatan, bizlere şah damarından daha yakın olan Rabbimizin hitabı olarak bakmalıyız.
Dolayısıyla bu hitabı dikkate almak, bu hitapla titremek, titreyerek kendine gelmek gerekir.
Allah’ın kitabına karşı sorumlu olduğumuzu unutmamak gerekir, nasıl ki bir insan birçok şeyden örneğin eşinden, çocuğundan,(ailesinden ) işinden, makamından, mevkisinden sorumlu ise iman etmiş olduğu ilahi vahiyden de sorumludur. Kur’ana iman edenler, bu yüce kitaptan sorgulanacaklardır. Kıyamet günü sorguya çekilmeden evvel bu dünyada kişinin kendi nefsini sorguya çekmesi gerekir; “ Ben gerçekten Kur’an’a iman ettim mi? Kur’an ayetlerinin tamamına mı yarısına mı iman ettim? Kur’an hayatımda ne gibi değişikliklere neden oldu? İyiliklere, güzelliklere, doğruluklara, adalete, Allah’ın rızasına kavuşmada elimde bir adres oldu mu? Ya bu ilahi kitabın gereğini yapmazsak, ya bu emanetin hakkını vermezsek Allah’ın karşısında durumumuz ne olur? Nitekim bütün bir insanlık kendilerine indirilen bu yüce kitaptan sorgulanacaklar. “ Ve hiç şüphesiz o Kur’an senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz Kur’andan sorgulanacaksınız.” Zuhruf- 44
Kitaptaki uyarılardan ve ikazlardan uzak olmamız mümkün değildir. Kur’an’ı Kerim’den faydalanabilmek için, Kur’an’ı Kerim’e bu sorumluluk bilinciyle yaklaşmamız kaçınılmaz bir şarttır. İlahi vahyin her uyarısını, her ikazını büyük bir endişeyle dikkate almak gerekir. Allah’u Teala, bizlere ayetlerini düşünüp, akletmeyi emrediyor. Kur’an okuyan herkesin kalbinin Kur’an’ın ayetleriyle harekete geçmesi gerekir. Kalbin hareketi eylemlere yansıyarak kendini gösterir. Gözden dile, dilden kalbe, kalpten eyleme… Kur’an bütün mü’minlerin hayatında başlı başına bir hayırdır. Hayatına ve düşüncelerine yön veren bir hayır… İlahi mesajdan en iyi bir şekilde yararlanabilmek için kişinin kalbinin yönünü dünya ve dünyalıklardan, şeytan ve dostlarından, batıldan, küfürden kısacası Kur’an- ı kerim’i yaşamaya engel olan her şeyden çevirerek Allah’u Teala’ya doğru çevirmelidir. İnsanı insan yapan, hayata anlam katan Kur’an-ı kerim, hayatın her alanında insanlığın rehberidir. Kişinin dünya ve ahiret mutluluğu için tek seçenek, Kur’an-ı Kerimle bütünleşmesidir. Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamak, anlayıp yaşamak, temennisiyle








Hiç yorum yok: