Kadın hakları savunucuları, kadını kendi zevkleri ve eğlenceleri uğruna harcamış ve kurban etmişlerdir




Batının materyalist zihniyeti, kadına tanıdığı serbestlik, aslında onuköleliğin modern sömürüsü haline getirmiştir. Ama bu köleliğin renk veçizgileri dünkü kölelikten farklıdır.Kadın hakları savunucuları, kadını kendi zevkleri ve eğlenceleri uğrunaharcamış ve kurban etmişlerdir. Medeniyet ve özgürlük adına kadınıkoruyormuş gibi görünürken, sosyo-ekonomik ve politik bakımdan tamamıylakendi egemenlik,Bugün özgürleşmiş kadın tipi, ne yazık ki vücutları,güzellikleri ve düşünceleri metalaşmış , iktisadi sömürücülüğün en belirginözelliğini vermektedir.Materyalizm, kadını özgürlük uğruna sokaklara dökmüştür. Bir lokma ekmekiçin üretim çarkları arasına itmiş, dolayısıyla da, ondan yararlanma yolunagitmiştir. Halbuki burada kişiliğine kavuşan kadın değil, kokuşmuş dünyalıkzevklerini tatmin eden, kadının duygularını, ruhi inceliklerini istismareden ” sözde aydınlar ” dır.Kadını ailesinden, çocuğundan, yuvasından koparıp fabrika patronlarının veağalarının bedeni zevklerini tatmin etmeye, az ücretle devlet dairelerindeçalıştırmaya, seksi giysilerle sinemada, tiyatroda, televizyonda, balolarda,kulüplerde, defilelerde sanat adı altında teşhir etmeye, “kadının özgürlüğüve eşitliği” demek mümkün mü?Kadın böylece evinden ve çocuklarından koparılmış, evinin huzurlu havasınıçeşitli sıcak duygularla teneffüs edemez biri haline getirilmiştir. O’nunbütün düşüncesi; ihtirası, heyecanı ve beğenilme arzusudur. O artıkdişiliğini teşhir etmenin sarhoşluğu içinde ne yaptığının farkında olmayanbir zavallıdır.O, dün olduğu gibi bugün de bir sermaye olarak kullanılmaktadır. Fakat,gözleri kamaştıran, hisleri okşayan, duyguları ve beyinleri çalışamaz halegetiren bir kelime vardır ki bütün gerçeklerin görülmesine engel olmaktadır.Kadın, bu kelimenin cazibesinden kendini bir türlü alamamıştır. Evet bukelime ” özgürlük” tür.Bu kelime kişiliğini, iffetini, mutluluğunu alıp götürmüştür. Özgürlükuğruna istismarcı kapitalist sömürgecilerin elinde bedeni zevkleri tatmineden ” modern bir köle” olmuştur.Kadın özgür mü, Modern Köle mi?Yunan ve Roma İmparatorluğunun” tarihi belgeleri incelendiği zamangörülecektir ki, Yunanlı erkek bacısıyla evlenirken, Romalı erkek babasıöldükten sonra, kılıcını üzerine attığı annesiyle evlendiklerigörülmektedir. Bütün bunlar Yunan ve Roma medeniyetleri adına yapılıyordu.Onun için batı dünyasının, kadınlar için özgürlük istemesini olağankarşılamak gerekir. Daha düne kadar kadının insan olup olmadığını tartışmakonusu yapan ve kadınlarını kumar masalarında açık arttırmayla satışaçıkaran bir zihniyetin, bugün kadınlar için özgürlük istemesini çok normalkarşılamak gerekir.Batı dünyası, modern medeniyet denilen çağımız dünyasında kadına ne kadarözgürlük isterse istesin hala köle olarak kullanılmaktadır.” Kadın onlariçin daima bir sermaye ve karlı bir metadır.”Batı toplumu ve batı insanı, kadını bir bakıma hürriyetlerine kavuşmuş gibigörmektedir ama her türlü rezillikten, hayvani hislerden ve arzularınıntatmininden kurtulmaması için sürekli olarak yaradılışındaki gizlikuvvetleri istismar etmektedir.Önceden de belirttiğimiz gibi köleliğin vasıfları değişmiştir. Sömürü iseaynen devam ediyor. Değişen bir durum yoktur, önceden cebri hareket vardı,şimdi ise kadının duyguları istismar edilerek ve müsaadesi alınarak ve aynızamanda zaafından yararlanıp kandırılarak yapılmaktadır. Bundankurtulabilmesi de artık çok zor. Çünkü sistemleri, kadın ruhunun köleliğiüzerine kurulmuş bir kere..İslam’ın dışındaki bütün sistemler kadına, sosyo-ekonomik ve politik açıdanbakarken, İslamiyet kadına öz değerini vermekte, sömürü hayatından,istismardan, adi ve bayağı zevklere aracı olmaktan kurtarmaktadır…İslam, onu evinin ve ailenin temel direği kabul etmekte, onu her türlüdünyalık maskaralıkların dışında, evinin ve çocuklarının her türlüdestekleyicisi olarak kabul etmektedir.İslam, hiçbir zaman kadının dünyalık meta ile adi zevklere vasıtakılınmasını tasvip etmez. Kadını ve kadın şahsiyetini ucuza indiren hertürlü kepazeliğe rıza göstermez.Kendi toplumunda kadın ve erkeği bayağılıklara sevk edecek telkinlerinyapılmasına asla müsaade etmez. Zira onun dünya görüşüne ve saadetanlayışına aykırıdır. Alınan her türlü tedbir, kadına ne kadar büyük değerverildiğinin işaretidir.Bu bakımdan İslam aile yuvasını, çocukları, evin içindeki huzurlu havayıorganize etmeyi kadına vermiştir. O’nu, ekonomik hayatın zor şartlarıarasından çıkarmış ve bunun için geçimi erkeğin omuzlarına yüklemiştir.Çoluk-çocuğun geçimini temine çalışmak, onlara istikbaldeki çalışmalarınazemin hazırlamak aile reisi olan babanın asli vazifeleri arasındadır. Öteyandan ailede huzuru sağlamak, manevi havayı evin içinde temin etmek,çocuklara sevgi, şefkat ve terbiye ruhunu vermek vazifesi ise kadına yanianaya düşer. Bu itibarla bu vazifesindeki kutsiyeti bakımından İslam kadınabüyük değer vermiştir.Bugün kaybedilen kadını kurtarmak medeni insanın en başta gelen vazifesidir.Çünkü kadın kişiliğine ve gerçek manada mutluluğuna erişince, erkek decemiyetler de, nesiller de mutlu olacaklardır….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder