EY BENİM AŞKIMIN MİRACI...GÖNLÜMÜN İLACI SEVGİLİ...

ey 
benim aşkımın (640x363).jpg


Ey gül yüzünde gülücükler eksik olmayan sevgili


Ya Rasülallah! Bugün seninle dertleşmek istiyorum, şu aciz ümmetini, şu günahkâr ümmetini dinlermisin? Bugün sana gözyaşlarıyla derdimi, içimi dökmek istiyorum. Kırık dökük de olsa, eksik ve yanlış da olsa, şu günahkâr ümmetinin yüreğinden gelen sözleri dinlermisin?

Sen ki, şehidlerin sultanı, amcan Hz. Hamza'yı şehid eden vahşiyi bile dinledin ve O insan bir vahşi iken seninle dertleştikten sonra, kalbinde güller açarak bir yiğit, bir yıldız ve bir cennet varisi oldu. Hz. Vahşi oldu, senin ümmetin oldu ya Rasülallah…



İşte bende, şu vahşileşen insanların arasından bir an sıyrılarak, Hz vahşi gibi, Hz. Enes Bin malik gibi, Hz. Mus'ab Bin Ümeyr gibi ve Hz. Ebu Hureyre gibi dertleşmek istiyorum sevgili efendim. Ama O'nlar gibi olmamanın ve olamamanın ezikliğini hissederek yine de sana seslenmek ve seninle dertleşmek istiyorum, çağlar ötesi bir zamandan efendim…


Ey gül yüzünde gülücükler eksik olmayan sevgili efendim! Sana ilk önce şu itirafımı yapmak istiyorum. Aklıma geldikçe yüreğimi ezen, beni gözyaşlarına boğan, şu itirafımı yapmak istiyorum…




Ya Rasülallah, hani ümmetine seslenirken üzerine çıkıp mübarek ağzından inciler döktüğün hurma kütüğü vardı ya, hani ümmetine yine bir gün seslendiğinde bu hurma kütüğünün üstüne çıkmayıp Ashabı'nın yaptığı minberin üstüne çıkınca, etrafa hıçkıra hıçkıra bir ağlama sesi yayılmıştı ya, ağlamanın hiçbir insandan gelmediği anlaşılınca hurma kütüğünün yanına gidip onun ağladığını, senden ayrı kalınca hıçkırıklara boğulduğunu görünce onu mübarek ellerinle teselli etmiştin ya hani efendim. İşte ben, işte ben senden ayrı kaldığım o kadar zamana rağmen bir hurma kütüğü kadar ağlamıyorum, ağlayamıyorum gözümün nuru, gönlümün sultanı

efendim.



Şu ümmetin bir kütük kadar olamıyor ve ayrılığına yanıp kavrulmuyor sultanım. Ne olur, ne olur efendim gel beni de teselli et, bir hurma kütüğü gibi ağlamasam da, bir mağaranın önünde bekleyen KITMİR gibi sadık olamasam da ve senden ayrılacağını anlayan bir deve kadar içim yanmıyorsa da, ne olur Ya Rasülallah ben seni görmeden sevdim, çağlar ötesi zamandan "KARDEŞLERİM" hitabına "buyur canımın canı, buyur anamı-babamı ve her şeyimi yoluna feda ettiğim canım efendim" diyerek sana iman ettim gönlümün sultanı.


Sana layık ümmet olmasam da, sana KITMİR gibi sadık kalmasam da, sana bir örümcek kadar hasretinle yanmasam da ve seni gördüğünde heyecandan ufacık kalbi yerinden çıkacakmış gibi atan bir güvercinin yüreği kadar yüreğim tertemiz olmasa da, gel ne olur, rüya da olsa bile gel, gel de şu günah çukuruna batmış hafız ümmetini teselli et…


w6w20050926044457fb3ebccg0.gif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder