"D.Ali Erzincanlı"Korsancılara Hakkını Helal Etti"


Bünyamin Köseli'nin ropörtajı

Dursun Ali Erzincanlı'yı ilk kez En Sevgiliye serisinin birinci
albümünde okuduğu 'Faran Dağlarında Açan Sevgili' şiiriyle tanıdık.

Şiirsel bir dille Peygamberimizin (s.a.s) ve sahabelerin hayatlarını
anlattı, hâlâ anlatmaya devam ediyor. 'Sen Yoktun' ve '40 Yaşındasın'
adlı eserleri
pek çok kişinin hafızasında taptaze duruyor. Erzincanlı, üç yıl aradan
sonra En Sevgiliye serisinin 8. albümünü çıkardı. 'Adın Geçer' adlı
albüm, Hz. Muhammed'e
atfedilen Adın Geçer şiiriyle başlıyor, sonra sahabe Ümmü Zer'in evine
konuk ediyor sizi. Diğer şiirleri dinlerken Hendek Savaşı'nın zorlu
atmosferini
hissediyorsunuz ya da Hicret yollarına düşüyorsunuz.

Dursun Ali Erzincanlı, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaazları
sayesinde Hz. Muhammed'i (s.a.v) daha yakından tanıma fırsatı
yakaladığını söylüyor. "Peygamber
Efendimiz sadece tarihsel bir şahsiyetti benim gözümde. Peygamberdi
ama 14 asır önce yaşamış ve öbür aleme göç etmişti. Fakat Gülen'in
sohbet CD'leri beni
o eşsiz insanların yaşadığı zaman dilimine götürdü." diyor.

İnsanlar sizi Hz. Muhammed'i ve sahabeleri anlatan şiirlerinizle
tanıyor. Bunun ötesinde kimdir Dursun Ali Erzincanlı?

İmam hatip lisesinde okurken arkadaşlarım ve hocalarım sesimi çok
beğeniyordu. Hocalarımız herkese 'ilahiyat okuyun' tavsiyesinde
bulunuyordu. Bana ise
"Seni radyo ya da televizyonda görmek istiyoruz." derdi. Bu benim için
bir hedef oldu. İstanbul Üniversitesi Arşivcilik bölümünü bitirdikten
sonra yönetmen
Mesut Uçakan ile çalışmaya başladım. Kelebekler Sonsuza Uçar filminin
sanat grubunda yer aldım, Ölümsüz Karanfiller filminde rol aldım.

Sinema oyunculuğu ile niçin devam etmeyi düşünmediniz yolunuza?

Sinema dünyasında yılın on iki ayı çalışma şansınız yok. Birkaç ay
çalışıp beş altı ay boş gezmek benim hayat tarzıma uymadı. Bu yüzden
radyo programları
yapmaya karar verdim. Hocalarımın tavsiyesi de hep aklımın bir
köşesindeydi. Onların da gönlü olsun istedim.

Şiir yazmaya ve okumaya nasıl başladınız?

Radyo programlarında Peygamber Efendimizle ilgili şiirler okuyordum. O
şiirleri yazanları hep kıskanıyordum. Saadet asrıyla ilgili şiirler
yazmaya başladım
ama hiçbirini beğenmiyordum. Umreye gidip orada şiir yazmayı
planladım. İçimde bir hasret, bir duygusallık oluşmadığı için bunlar
da sonuç vermedi. Daha
sonra 'Faran Dağlarında Açan Sevgili' şiirini yazmak nasip oldu.

En Sevgiliye serisini, ne zamana kadar çıkarmayı düşünüyorsunuz?

Her konserde "Yeni albüm yolda mı?" diye soruyorlar. Ama ben böyle
düşünmüyorum. 'En Sevgiliye'nin bir seri olduğunu ve muhtevanın
Peygamber Efendimizi
konu aldığını düşünüyorum. Hedefim, Efendimizin her yılına bir albüm
yapıp 63 yılını tamamlamak.

Hz. Muhammed'in hayatını şiirle anlatma fikri nasıl ortaya çıktı?

Efendimizi ve onun ashabını anlamanın, onları tanımanın zevkini
Fethullah Gülen'in vaazlarında tattım. Sohbetlerle birlikte
Efendimizle aramdaki 14 asır
birden yok oldu. Benim gözümde Peygamber Efendimiz sadece tarihsel bir
şahsiyetti, Peygamberdi ama 14 asır önce yaşamış ve bu alemden göç
etmişti. Fakat
sohbetler aramızdaki mesafeyi kaldırdı.

Şiirleri nasıl bir ruh haliyle yazıyorsunuz?

Sağlam kaynaklardan beslenmeye çalışıyorum. O dönemi anlatan olaylarla
yatıp kalkıyorum. Hendek Savaşı'nı şiirimin bir yerinde anlatacaksam
konuyu derinlemesine
öğrenmeye çalışıyorum. Yeterli bilgiye sahip olduğum kanısına varırsam
bu sefer kurgulamaya başlıyorum. İşte asıl zorluk ve sancı burada
başlıyor. Beğenmediğinizde
geceleriniz uykusuz geçiyor.

Hz. Muhammed'i anlatan şiirler dışında aşk, yalnızlık ya da gurbet
şiirleri okumayı düşündünüz mü hiç?

İsmimin öteki dünyada 'Peygamber şairi' olarak anılmasını istiyorum. O
yüzden bu atmosferin dışına çıkamam. Ben Peygamber Efendimiz döneminde
yaşayan şair
ruhlu insanları örnek alıyorum. Hassan Bin Sabit, Abdullah Bin Revâha
ya da Hz. Ali gibi isimler vardı etrafında. Başka türlü şiirler
okursam bu listenin
dışına çıkmış olurum.

Albümlerinizin de korsanları çıkıyor mu? Yoksa dinleyicileriniz
korsana karşı duyarlı mı?

Albümlerim korsanı var ama çok değil. Bazen korsan albümlerimi
imzaladığım da oluyor. İnternete bir bakıyorsunuz bütün parçalarınız
mevcut. İnsanlar birbirine
'Allah razı olsun' diyerek albümleri paylaşıyor. Bugün biz bir albümü
çıkaracak kadar ekonomik güce sahibiz. O yüzden şahsım adına korsan
albümümü alanlara
bütün hakkımı helal ediyorum. Gelecek yıl En Sevgiliye 9'u
çıkardığımda üç bin tane hediyelik promosyon bastıracağım. Daha sonra
albümümü ücretsiz olarak
internet siteme koymayı düşünüyorum.

Ramazan konserlerinden öyle uçuk paralar alınmıyor

 Albümleriniz Ramazan ayında çıktığı için bu ayın bir sektör haline
getirildiğini düşünenler var. Sizin için de "Belediyelerin düzenlediği
konserlerden
çok paralar alıyor." diyorlar. Bunların ne kadarı gerçek?

Bizim yaptığımız müzik Ramazan ayında insanlar üzerinde etki
uyandırıyor. Albümümün insanlığa hizmet etmesini istiyorsam en müsait
anı seçmeliyim. Konser
fiyatlarına gelince; her sanatçının bir ücret politikası var. Bunun en
düşüğü 3 bin, 3 bin 500 TL'den başlıyor. Üst seviyesini herkes kendisi
belirliyor.
Bu noktayı eleştirenler niçin popüler sanatçıların konser başına 100
bin TL aldıklarını konuşmuyor?

Bazı Kürtçe paylaşım sitelerinde albümlerinizden övgüyle söz ediliyor.
Peygamberimizi anlatan bir Kürtçe albüm çalışması düşünür müsünüz?

İngilizce ve Arapça için böyle bir düşüncemiz vardı fakat ben başka
bir dilde şiir okuyamıyorum. Şiirlerin azametini yansıtamam diye
korkuyorum. Dile vâkıf
olmadığınız zaman duygu yoğunluğunu dinleyicilere aktaramıyorsunuz.
Ama şiirlerimi alıp Kürtçeye çevirebilirler, çok memnun olurum bundan.
Kürt bir sanatçı
bunu yapabilir. Benden şiirlerimi isterse hiç düşünmeden veririm. Daha
önce Boşnakçaya ve Çinceye çevrildi ve oralardan güzel geri dönüşler
aldık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder